Ana içeriğe atla

MADEN FİLMLERİ - Ali Rıza DÜRÜ



Maden, 1978


Her an ölüm tehlikesiyle karşılaşan maden işçilerinin çalıştıkları ocaklarda gereken önlemler alınmaz. Ve uyarı amacıyla imza toplanırsa da dayanışma sağlanamaz. Davasında yalnız kalan İlyas (Cüneyt Arkın) direnmesini sürdürünce sendika ağaları tarafindan kurşunlatılır. Bir süre sonra da tlyas'ın göçük altında kalııp ölmesi sonucu ilk kez işçiler bir araya gelir. Ve film 'işçiler birleşin” sloganıyla biter.




Yük, 2012
Gerçek bir öyküden yola çıkılarak senaryolaştırılan ‘Yük’ filmi bir cinayet sebebiyle hasmından kaçmak için madende saklanan bir adamın hikâyesi. Cemal arkadaşının ölümüne sebep olup; onun kardeşinin hışmından kaçarken; ölen adamın kardeşi Cumali intikam almak için onun peşine düşmüştür. Zeynep şu anda Cemal ile evlidir ancak birkaç sene öncesi evli ve çocuklu olan Cumali ile tutkulu bir ilişki yaşamıştır.

Geriye dönüşler ve şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek arasındaki geçişlerle bu üç insanın yaşadıkları öykü beyazperdeye taşınıyor. Senaristliğini ve yönetmenliğini Erden Kıral'ın üstlendiği film gerçek bir öyküden esinlenerek sinemaya aktarılmış. Adana Altın Koza Film Festivali'nin yarışmalı bölümünde yer alan filmin başrollerini ise Tülin Özen, Nadir Sarıbacak ve Tansu Biçer paylaşıyor...





Kelebeğin Rüyası, 2013

'Kelebeğin Rüyası'nda Zonguldak'ta yaşamış yazarlar Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun hayatı anlatılacak. Yapımda Yılmaz Erdoğan, Mert Fırat, Kıvanç Tatlıtuğ, Belçin Bilgin, Farah Zeynep Abdullah, Taner Birsel, Ahmet Mümtaz Taylan gibi sinema ve televizyon dünyamızın önemli isimleri yer alıyor.

Zonguldak'ta yaşayan, iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu, yeni yeni modernleşen bu madenci kentinde memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Ayakları üzerine yeni kalkan genç Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda Avrupa'da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye Başkanı'nın kızı Suzan'ın Zonguldak'a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer'in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer'in hem kendi gelecekleri, hem de dünyanın gidişatı hayra alamet değildir... 



Madencinin Kızı, 1980

Country müziğin en ünlü isimlerinden Loretta Lynn’in hayatını beyazperdeye taşıyan biyografik film “Coal Miner’s Daughter”, başroldeki Sissy Spacek’e En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar kazandırmıştı. Michael Apted’in usta rejisiyle kotardığı film Lynn’in müzik kariyerinin ilk günlerinden başlayarak genç kadının üne kavuştuğu, büyük fırtınalar atlattığı dönemleri ekrana yansıtıyor. Başta Tommy Lee Jones olmak üzere bütün oyuncu kadrosunun başarılı bir iş çıkardığı film müzikleriyle de ilgi çekiyor.



Billy Elliot, 2000

1984 İngiltere’si… Kuzeyde çalıştırılma metotları nedeniyle koşullarına karşı gelen madencilerin grev yaptığı dönem… Billy Elliot yaşına rağmen olgun, 11 yaşındaki bir çocuktur. Babası ve ağabeyi ile birlikte yapılan grevlere katılmaktadır. Billy, kararlarını tıpkı bir yetişkin kararlılığıyla vermeye çalışmaktadır. Bir gün boks sporunu bırakıp bale yapmak istediğini söyleyince ise ailesi ona karşı çıkacaktır. Ancak Billy’nin yanında onun bu kararını destekleyen insanlar da olacaktır. 


Germinal, 1993

Etienne Lantier iş bulma ümidiyle Kuzey Fransa'da küçük bir maden kasabasına gelir. Burada açlık sınırında yaşayan işçi ordusuna katılır ve onlar gibi, gün doğumundan batımına dek madende kazma sallar. Çok geçmeden zorlu koşullar karşısında işçileri örgütlemeye karar verir ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi amacıyla bir grev düzenler. Tüm bu olumsuzluklar içinde Catherine adlı bir kıza gönül vermiştir. Ancak olaylar Etienne'in beklediği gibi gelişmez ve iki aşığı sürpriz bir son bekler.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DUVARA KARŞI, FATİH AKIN, 2005

EMEK EREZ Duvara Karşı: Kimlik, Göç ve Kadın Giriş                         Fatih Akın’ın ustalık dönemi eseri olarak tanımlanan 2004 yapımı “Duvara Karşı” filmi Almanya’ya göç etmiş birinci kuşak ailelerin çocuklarının yaşadıkları kimlik bunalımını yansıtan bir filmdir. Yapım, daha önceki dönemlerde yapılan göçmen filmlerinin aksine “marjinal” olarak adlandırabileceğimiz karakterler üzerinden göçmen kimliğinin melezleşmesine ve yaşanan gerilimli çelişkiye işaret ediyor. Film,  Almanya’ya göç etmiş birinci kuşak ailenin psikolojik sorunları olan kızı Sibel’in hem ailesiyle yaşadığı kuşak çatışmasından kurtulmak hem de kendi bireysel özgürlüğüne kavuşmak amacıyla, rehabilitasyon merkezinde karşılaştığı Cahit’le yaptığı kurgusal bir evlilikle başlıyor. Eşinin ölümünden sonra yaşamayı bırakmış, bütün kimliklerini ‘reddeden’ Cahit ile Sibel’in evlilik oyunu zaman içinde aşka dönüşüyor ve bu dönüşüm Cahit’in Sibel’i kıskanması sonucunda işlediği cinayetle daha da karışık bir

Birkaç Psikodrama Filmi

http://www.e-hayalet.net/  sitesinden alıntılanmıştır. 1. Mavi Kadife Kategori:  Psikodrama Jeffrey Beaumont (Kyle MacLachlan) babasının neredeyse ölümcül bir felç geçirmesinden sonra kolejden evine döner. Hastaneden evine doğru yol aldığı sırada boş bir arazide içinde kesik bir kulak bulunan kâğıt bir çanta bulur. 10.0 ( 1 ) 2. Tiksinti Kategori:  Psikodrama Bir güzellik salonunda çalışan Carole, oldukça içine kapanık genç bir kadındır. Bastırılmış cinselliğin çoğu zaman erkek düşmanlığı ve cinsiyetsizlik noktasına vardığı Carole'da ciddi iletişim sorunları mevcuttur. 10.0 ( 1 ) 3. İhtiras Tramvayı Kategori:  Psikodrama Tennessee Williams'ın oyunundan uyarlanan film, Brando dışındaki üç oyuncuya Oscar kazandırmış, 7 dalda da bu ödüle aday olmuştu. 10.0 ( 1 ) 4. Taksi Şoförü Kategori:  Psikodrama Taksi şöförü olarak çalışmakta olan Travis yaşadığı sıkıntılardan iyice bunalmış ve

BÜYÜK ‘BALIK’ KÜÇÜK ‘BALIĞI’ YUTAR - Ali Rıza DÜRÜ

BALIK(2013) – DERVİŞ ZAİM Ali Rıza DÜRÜ Derviş Zaim’in Devir(2012) filmiyle başladığı üçlemenin ikinci filmi Balık filmi izleyiciyle bir süre önce buluştu. Üçlemenin son filmi olan Kıtmir’in ise yapım hazırlıkları devam ediyor. Türkiye sinemasının autor yönetmenlerinden olan Zaim her zaman kendi anlayışına has sinematografisiyle farkını ortaya koyuyor. İlk çektiği film olan Tabutta Rövaşata(1996) filminden bu yana beğeni kazanarak devam eden Zaim her zaman insanı ve doğayı merkeze almaya özen gösteriyor. Devir filmiyle ilgili daha önceden detaylı bir yazı kaleme almıştım. Doğanın kendi içindeki döngüsü, hayvanlar ve insanların yaşantıları ve bu yaşantılara insan eliyle yapılan müdahalelerin sonuçlarına ilişkin bir film olarak dikkat çeken film pek ses getirmemişti ama içinde tartışılacak oldukça önemli başlıklar vardı. Zaim sinemasının içinde türü itibariyle belgesele yakın olduğu için ayrı bir yerde duran Devir kimisini memnun etmiş kimi izleyiciyi de hayal kırıklığın