Ana içeriğe atla

İÇİMDEKİ YANGIN (INCENDIES), DENİS VILLENEUVE, 2010


BİR ARTI BİR KAÇ EDER?



   Lünban savaşından Kanada'ya kadar uzanan geniş bir zamanı ve mekanı kapsayan bu film aynı zamanda bir aile dramı.

    'Şarkı Söyleyen Kadın' lakabıyla da bilinen Nawal Marwan'ın ölümüyle başlayan film aslında ölümün film için bir başlangıç olduğunu, o ölümün arkasında yaşanmış ağırlığınca hatıra olduğunu da göstermiş oluyor. Lübnan'daki Hristiyan ve Müslümanlar arasında geçen savaşta her şey yok olup giderken, hayatta kalabilen insanların ise zihinsel kirlenmelere maruz kaldıkları, ölüm, göç, tecavüz, bilinç kaybı, adanmışlık ve hırs gibi süreçlerden geçtikleri görülüyor. Savaş her halükarda insanları önemli seçimler yapmaya itiyor. Nawal Marwan'ın daha doğumda elinden alınan oğlunu yıllar sonra aramaya başlaması onun hayatındaki önemli bir seçimi oluşturuyor. Çünkü bu seçimle beraber savaşın içindeki rolü ve aile yaşamı tamamen değişiyor. Karşı çıktığı savaşın bir parçası olmaya başlıyor. Sevdiği adam öldürülüyor, çocuk yurtları bombalanıyor, çocuklar örgütler tarafından alınıp militanlaştırılıyor ve birer ölüm makinesine dönüştürülüyor, cezaevleri tecavüz, işkence ve diğer hak ihlalleriyle dolup taşıyor, aradığı oğlu kendi tecavüzcüsü çıkıyor. Bizim izlemekte zorlandığımız şeyleri Nawal Marwan yaşıyor. Bu açıdan bakınca filmin öyküsü oldukça dolu ve alt metni çok zengin. Yaşananlarda genel anlamda bir gerçeklik hissi hakim. 

    Filmin genel renk seçiminin koyu tonlar ve karanlık anlar seçilmesi öykünün dramatik sürecine uyum sağlıyor ve onu zenginleştiriyor. Özellikle de Lübnan'da geçen sahnelerde savaşın ve yıkımın etkisinin arttırılması açısından bu renk seçiminin uygun olduğu görülüyor. 

    Yönetmenin film tekniği de öyküye uygunluk gösteriyor. Özellikle de içinde böyle çok sayıda zaman ve mekan geçişlerinin olduğu filmlerde sekans geçişleri önem kazanıyor ve İçimdeki Yangın'da bu geçişler oldukça başarılı.  Savaş dekorları oldukça başarılı ve ince ayrıntılarına kadar özen gösterilmiş. Oyuncu seçimlerinde de bir hassasiyet olduğu ve iyi seçimler yapıldığı görülüyor. 

    Son olarak filmde değinmeden geçilemeyecek olan "Bir artı bir kaç eder?" sorusuna gelelim. Elinde iki mektup olan Nawal'ın çocukları bu mektupları vermek üzere film boyunca babasını ve abisini ararlar. Fakat aslında bulacakları bir kişidir. İki mektup bir kişiye verilir. Çünkü babaları ve abileri aynı kişidir.

    Mutlaka izlenmesi gereken bir film.


     ali reza dürü
    

Yorumlar

ayhan dedi ki…
Yüreğimi dağladı bu film. Yazınız için teşekkürler, elinize sağlık, güzel olmuş.

ayhan

Bu blogdaki popüler yayınlar

DUVARA KARŞI, FATİH AKIN, 2005

EMEK EREZ Duvara Karşı: Kimlik, Göç ve Kadın Giriş                         Fatih Akın’ın ustalık dönemi eseri olarak tanımlanan 2004 yapımı “Duvara Karşı” filmi Almanya’ya göç etmiş birinci kuşak ailelerin çocuklarının yaşadıkları kimlik bunalımını yansıtan bir filmdir. Yapım, daha önceki dönemlerde yapılan göçmen filmlerinin aksine “marjinal” olarak adlandırabileceğimiz karakterler üzerinden göçmen kimliğinin melezleşmesine ve yaşanan gerilimli çelişkiye işaret ediyor. Film,  Almanya’ya göç etmiş birinci kuşak ailenin psikolojik sorunları olan kızı Sibel’in hem ailesiyle yaşadığı kuşak çatışmasından kurtulmak hem de kendi bireysel özgürlüğüne kavuşmak amacıyla, rehabilitasyon merkezinde karşılaştığı Cahit’le yaptığı kurgusal bir evlilikle başlıyor. Eşinin ölümünden sonra yaşamayı bırakmış, bütün kimliklerini ‘reddeden’ Cahit ile Sibel’in evlilik oyunu ...

Birkaç Psikodrama Filmi

http://www.e-hayalet.net/  sitesinden alıntılanmıştır. 1. Mavi Kadife Kategori:  Psikodrama Jeffrey Beaumont (Kyle MacLachlan) babasının neredeyse ölümcül bir felç geçirmesinden sonra kolejden evine döner. Hastaneden evine doğru yol aldığı sırada boş bir arazide içinde kesik bir kulak bulunan kâğıt bir çanta bulur. 10.0 ( 1 ) 2. Tiksinti Kategori:  Psikodrama Bir güzellik salonunda çalışan Carole, oldukça içine kapanık genç bir kadındır. Bastırılmış cinselliğin çoğu zaman erkek düşmanlığı ve cinsiyetsizlik noktasına vardığı Carole'da ciddi iletişim sorunları mevcuttur. 10.0 ( 1 ) 3. İhtiras Tramvayı Kategori:  Psikodrama Tennessee Williams'ın oyunundan uyarlanan film, Brando dışındaki üç oyuncuya Oscar kazandırmış, 7 dalda da bu ödüle aday olmuştu. 10.0 ( 1 ) 4. Taksi Şoförü Kategori:  Psikodrama Taksi şöförü olarak çalışmakta olan Travis yaşadığı sıkın...

YAZGI, ZEKİ DEMİRKUBUZ, 2001

EMEK EREZ Yazgı: Nihilizm ve Musa  : Yazgı, nihilizm ve de Musa, başlığımızdan da anlaşılacağı üzere yazının konusunu  ZekiDemirkubuz ’un  Yazgı  filmi ve filmin baş karakteri  Musa  (Serdar Orçin) ile ilgilidir. Genel olarak bir film eleştirisi olmasının ötesinde bu yazıda,  Musa  karakteri onun tüm ahlâk normlarını yıkan, seyircide nefretle karışık bir sempati uyandıran karakteri üzerinde bir çözümleme yapmak amaçlanmaktadır.  Musa  neyi temsil etmektedir? modern bireyin toplumsal kuralları gözetmeden var olması mümkün müdür?. Beklenmedik tavır ve davranışlar toplumca nasıl algılanır? Bu sorular çerçevesinde hiçlik duygusu, bu duyguyu hisseden bireyin toplumsallık içinde varoluş çabası yazının asıl meselesini oluşturmaktadır. Nihilizm sözcüğü kökenine bakıldığında acıyı, çatışmayı ve antagonizmayı kabul edememe halini anlatır. Acısız bir yaşam arayışı, dünyayı olduğu gibi kabul etmemekle aynı kapıya çıkar çünkü acı, ...