Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AMOUR (AŞK) - MICHAEL HANEKE 2012

Ali Reza DÜRÜ YAŞLILIK DÖNEMİ ÜRPERTİSİ           Haneke Tavrı      Şiddetin, insanın içindeki kötülüğün, düşüncesizce yaşamanın, cinselliğin, sadakatsizliğin yönetmeni Haneke bu defa aşk kavramı etrafında dolanmamızı istiyor. Ölümcül oyunlar, Kurdun Günü gibi filmlerinde insanların kötülük yapmak için haklı gerekçelerinin olmasına gerek olmadığını, kimi insanın bunu zevk için de yapabileceğini ifade etmişti. Kötülüğe meylin insanın doğasında var olduğunu, toplumsal yaşantıların bu özelliği daha da pekiştirdiğini ve insanın büyüdükçe kibir, hırs ve yıkıcılığın içine sürüklendiğini görüyoruz onunla. Beyaz Bant filminde Nazi Almanyası öncesinde bir grup çocuğun kötücül eylemlere nasıl bulaştıklarını ve o kuşağın büyüdüğünde dünyanın belki de en yıkıcı toplumsal sürecini nasıl başlatacaklarını vurguluyor. Ekonomik zenginliği olan insanların kendilerini toplumun üzerinde gören kibirli davranışlarını eleştirdiği Kurdun Günü'nde ise tıpkı sosyal bir deney yapar gibi ze

PİETA (ACI) - KIM KI DUK 2012

Ali Reza DÜRÜ SOĞUKKANLI ŞİDDETİN ANATOMİK DENGESİZLİĞİ        Koreli yönetmenin Boş Ev filmini izlediğim günden bu yana yıllardır sıkı bir takipçisiyim. Eserlerinde acı, intikam, merhamet, cinsellik, şiddet, duygusal küntlük, arayış temalarını müthiş bir perspektifle işliyor ve bütün bunları yaparken karakterlerinin soğuk kanlı oluşları da ayrıca etkiliyor. Kore'den dünyaya açılan bu çekik gözlü kısa boylu adamların yaşantıları öylesine etkili bir hikayeyle karşımıza çıkıyor ki ona duyarsız kalmak imkansızlaşıyor. Karakterlerin mekansız davranışları, ailesiz yaşamları, özgür bireyler olarak kendi seçimlerinin sonuçlarını yaşamalarından kaynaklanan hikayeler bunların bir kısmı.      Yukarıda belirttiğim ailesiz olma durumu belirginliği Acı filminde tamamen somutlaşıp hikayenin ana kurgusu haline dönüşüyor. Ailesine ne olduğunu bilmediğimiz ama ailesiz olduğundan emin olduğumuz bir karakterin tefecilerin elinde merhametsizce ve zalimce davranışlar ortaya çıkarmasına

KELEBEĞİN RÜYASI - YILMAZ ERDOĞAN 2013

Ali Reza DÜRÜ KELEBEĞİN RÜYASI İÇİN AĞIT      Yılmaz Erdoğan'ın Vizontele başarısından sonra çektiği en oturaklı film olduğu kesin.  Türkiye sinemasında eşine uzun süre daha rastlanmayacak bir giriş sahnesiyle aklımızda hep kalacak. Eşeğin gözlerindeki parlayan ışığın giderek büyümesi ve sonra bir maden ocağı görüntüsüyle başlayan film seyirciyi ilk dakikalarda büyülüyor. Doğal olarak filmin gidişatıyla ilgili olarak da çeşitli öngörülerde bulunmamıza yol açıyor.     Nuri Bilge Ceylan ve Bahman Ghobadi'yle çalışmış bir Yılmaz Erdoğan'ın ne tür bir dönüşüm yaşadığını hep çok merak etmiş ve çekeceği ilk filmi bu yüzden sabırsızlıkla beklemiştim. Nitekim bu sürecin sonundaki daha ilk filminde ciddi bir değişim içinde olduğunu gördüm. Filmin görüntü yönetimi, oyunculuk ve ana kurgunun akış çizgisi yönünden Erdoğan'ın kendini geliştirdiği açıkça görülüyor. Bunun yanında şairlerin hayatlarına ve onlara dair çoğu eserlere gönülden ve olumlu bir yaklaşım iç

KAR BEYAZ - SELİM GÜNEŞ 2010

Ali Reza DÜRÜ TAŞRANIN BİTİMSİZ BEKLEYİŞİ      Minimal etkilerle toplumsal gerçekçi yaklaşımı birleştirmeye çalışan Kar Beyaz filmi taşra hayatının sessiz bekleyişine ortak ediyor seyirciyi. Filmin başından sonuna her şey mutlak bir sessizlik ve bekleyiş içindedir ve neyin beklendiği kimi zaman belli değildir. Gelen geçen arabalara ayran satmaya çalışan Hasan yolcu bekler, dağ başındaki kahvehanedeki adam mektup bekler, sakallı ve yaşlı amca müşteri bekler, Hasan'ın hapisteki babası özgürlük bekler, Hasan'ın annesi çocuklarına ve eşine kavuşacağı zamanı bekler, Hasan'ın iki küçük kardeşi Hasan'ın eve dönmesini ve getireceği yiyecekleri bekler, köye atanan mühendis köye ulaşmayı bekler,  ağaçların yaprakları kışın bitmesini ve çiçek açacağı mevsimi, kurtlar ormanda kaybolacak sahipsiz bir çocuğu, kuşlar sesine yankı verecek başka kuşları bekler. Dedim ya her şey müzmin bir bekleyişin soğukkanlı suretlerinde doğanın kendilerine verdiği rolleri oynamak için bekl

GADJO DILO (ÇILGIN YABANCI) - TONY GATLİF 1997

Ali Reza DÜRÜ HAVUZA DÜŞEN DAMLA      Yıllardır Emir Kustarica bakışıyla Roman kültürü, dansları, yaşantıları ve müziklerine tanıklık ediyoruz. Kustarica'nın mizahi ve gerçeküstü karakterleri yerine Tony Gatlif'in karakterleri daha sahici. Gadjo Dilo aslında bir birey - topluluk çatışmasını anlatıyor. Ötelenmiş bir topluluğun içine girmeye çalışan bir "yabancının" grup tarafından nasıl dışlandığını, kendilerini koruma güdüsüyle "yabancı" olana nasıl saldırdıklarını anlatıyor. Çünkü hayat boyunca hep yabancılardan zarar görmüşler. Tarih bunun örnekleriyle dolu ve gelecek tarih belki de bu örneklerle dolu olacak. Bu nedenle yabancılara karşı gösterdikleri grup tavrı çok anlaşılır.      Filmin bütün karakterleri kendi kültürlerine sahip çıkarken, öte yandan başka olana karşı ortak bir tavır içindedirler. Toplumsal boyutlarıyla bakıldığında toplumların bütün katmanlarında görülebilecek bir gerçeklik olarak çıkıyor karşımıza. Romenlerin müzikle v

Klostrofobik Filmler

1.  Buried  (2010) Toprak Altında 7.0  (75,139 Oy) Yönetmen:  Rodrigo Cortés Oyuncular:  Ryan Reynolds, José Luis García Pérez, Robert Paterson, Stephen Tobolowsky, Samantha Mathis Açıklama:  Gözlerini aç. Irak'ta toprağın 2 metre altında kapalı bir yerdesin. Sadece 90 dakika daha soluk almana yetecek kadar hava var. Dış dünyayla tek temasın, pek iyi çekmeyen ve şarjı da bitmek üzere olan gizemli bir cep telefonu. Her geçen saniye ölüme bir adım daha yaklaşıyorsun... Ailesine bağlı bir kamyon sürücüsü olan Paul Conroy eski ahşap bir tabuta CANLI CANLI GÖMÜLMÜŞ halde uyanır. Buraya onu kimin neden koyduğunu bilemese de, bu karabasandan kurtulmasına yardım edebilecek tek şey elindeki cep telefonudur. Zamana karşı verdiği bu savaşta en büyük düşmanları telefonun iyi çekmemesi, şarjının az kalması ve havasızlıktır: Paul'ün elinde buradan kurtulması için sadece 90 dakika vardır... 2.  Pontypool  (2008) Pontypool: Öldüren Kelimeler 6.7  (11,851 Oy)